2 Mayıs 2020 Cumartesi

aklınızı başınıza toplamaya karar verdiğinizde / edebi özellik yoksunu iç dökmeleri 2

Bir sürü başlık buldum, her birine duygusal sebepler yükledim ama en son blog yazısı yayınladığımdan beri klavyenin başına oturmadım. Ve sanırım aklımdaki düşünceler harici hiçbir şeyi değiştirmedim. Hepimizin -belki de sadece benim gibilerin- yaptığı gibi sağa ve sola yuvarlandım.
Beni harekete geçiren başlığın başka olması, bilmiyorum depremler yapan şeyler olmasını bekliyordum. Öyle olmadı, beklenen genellikle sonuçtan farklı oluyor benim evrenimde. Konu kendimle ilgili sıkıntılarımsa eğer.

(yazı molası verir)



Ne anlatacağımı müzik seçerken birazcık unuttum, -bu yazıyı yazarken dinleyeceğim- şarkıyı değiştirince de modum garipleşti. Ama sanırım biraz çabalarsam anlatmak istediğim şeye birazcık yaklaşmış olacağım.
Yıkılıyorum, topluyorum.
Yıkılıyorum.
Hep daha da düşüyorum -belki de düşmüyorum, o hep kendimi addettiğim yükseklikler hiç benim olmadı-
Düşünüyorum. Bir yere gitmiyor. Birilerine akıl danışıyorum; danıştığıma pişman oluyorum. İnsan kendi hayatını idare edemez mi kardeşim ?
Demem o ki, bu kafa dağıtma-toplama dönemlerinde belli bir düzende toparlanmaya çalıştığımı fark ettim. Aynı şeyleri yapıyorum. Telefonumu düzeltiyorum. Yeni bir müzik listesi yapıyorum. Birkaç ay durdurduğum hayatı bir haftada toparlayıp bir sonraki çöküş evresine hazırlanıyorum.

İnsan, her şey onun açısından berbat yollara dökülmüşken hep aynı şekilde toparlanır mı yahu, ilkokulda toparlanma şekli ile şimdiki aynı olur mu insanın.
E iyi toparlanıyorsun falan diye söylediğini de duymuştum bunun hakkında birisine yakındığımda.

Bir sır vereyim mi ? İşleri düzene soktuğum bir evre hiç var olmadı.
Bir ay bile.
Neyin üzerine yemin ettiysem yetmedi, kiminle başlayayım dediysem birkaç tekme yetti.Bana güzelce haddimi bildirmelerine... Tekme atmayanların düşündüğümden farklı olduklarını gördüm. Hiç incinmemiş gibi yaparken bir arkadaş toplantısında, konu benim dertlerime benzeyen bir kızın derdine gelince kalbimi açtığım arkadaşımın yüzüme baktığını fark ettim. Herkes bildiğinde benim arkamdan da böyle bir masa kurulacak :}
Bu yüzden, iyileşmeyi ve hayattaki davranışlarımı ölçeceğim.Ölçüyorum. Dışarıda neşeli tipi oynayıp kendi içinde dümdüz kırılgan, içine biriktirmiş bir cam olmak mı ? Bu iki farklı ben'i fark edebilenler ve saygı duyanlarla devam etmek mi ? Yoksa terk etmek mi ?Kafamdaki iğrenç şeylerin hepsini ortaya döküp içi dışı bir birisi haline gelmek mi ?

Bilmiyorum.
Bildiğim bir şey var.
''Kendi yolumu bulmalıyım.''










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder