22 Mayıs 2020 Cuma

mayıs da mayıs ayıymış ha feat Edip Cansever/ e ö y i d 5

( edebi özellik yoksunu iç dökmeleri 5 / eöyid 5 şeklinde kısaltılmıştır, başlıkta uzun oluyor)

Güzel bir yazı yazarken, (özellikle tam moda girmeniz gerekliyken) demeliler ki ; ''telefonu falan hiç kontrol etme. Sinirlerin hoplamasın.''  ... Bu yazıya bu girişle başladığıma göre, pek kolayca anlayabilirsiniz.

Neyi ?
Bana kimsenin böyle bir şey demediğini...Ve bütün sinirlerimin alt ve üst başta olmak üzere dört bir yana dağıldığını. Telefondan özenle seçtiğim görsellerin artık kullanılmaz olduğunu falan falan. Demem o ki; bahsedeceğim ve şikayet edeceğim konular yok oldu. Yok olmadı da aslında. Anlarsınız ya, o konuda yazmak istemiyorum şimdi.


what Ima thinkin after remember all the pain he cost
Hayır sen o kadar kağıda yazarak hazırlan, yazı planı yap. Birkaç saniye sonra kendi yazdıklarının tek bir kelimesine dahi tahammülün olmasın. Çünkü akademik yazılar dışındaki yazıları yazarken plan düzen dışında his faktörü de büyük etken. Sinirlerini küçükken oynadığımız ip oyunuyla benzer şekilde kullanan insanlara bu iç tepki insanı deli ediyor.


the notebook which i wrote all those dumby sentences ..

Velhasıl kelam ; La Casa de Papel'in bir bölümünde;  (İspanyolca çalışma maceramda izleme teşebbüsünde bulunduk evelallah, oradan aklımda kalmış) ''aşk her şeyin mahvolması için iyi bir sebeptir'' demişler. Benim de aklımda kalmış. Fakat o alıntı söz artık 22Mayıs'a uymaz.

Mahvolan her şey gibi, yazı sürecim ve hazırlıklarım yok oldu. Sağ olasın.
.
.
.
.
special note to one who hurt me thousand times: 
(no need special note in here,çünkü bence artık sen de herkes gibisin ) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder